Frenk Üzümü
Taşkırangiller familyasına ait olan Frenk üzümü, Kuzey Yarımküre'nin ılıman bölgelerinde doğal olarak yetişmektedir.
İştah açıcı etkisi bulunan Frenk Üzümü, içeriğindeki diyet lifleriyle sindirim sistemini düzenleyerek, hazmı kolaylaştırır.Karaciğer faaliyetleri üzerinde iyileştirici etkilere sahip olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle Hepatit hastalarının, karaciğer hasarı telafisi için başvurabileceği bir meyvedir. Bol C vitamini içeren Frenk Üzümü aynı zamanda iyi bir protein ve karbonhidrat kaynağıdır.Vücudun kendi kortizonunu üretmesini sağlar ve vücut direncini artırır. Böbrek taşlarının düşürülmesine destek olur. Kanser hücrelerinin ilaçlara gösterdiği direnci kırar.İştah açıcı ve ateş düşürücü niteliğe sahip olan Frenk Üzümü, adet ağrılarını rahatlatır. Ayrıca bağırsaklar üzerinde laksatif etkisi bulunmaktadır.İdrar söktürücü etkisiyle vücuttan ödem atılmasını kolaylaştırır.Güçlü bir antioksidan kaynağı olan Frenk Üzümü bağışıklık sistemi güçlendirerek, kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.
Taşkırangiller familyasına ait olan Frenk üzümü, Kuzey Yarımküre'nin ılıman bölgelerinde doğal olarak yetişmektedir. 150 farklı türü bulunan Frenk üzümü, salkım şeklinde küçük taneli yemişlere ve mayhoş bir tada sahiptir. Kırmızı, beyaz, siyah ve sarı renklerde olabilir.

İncir
İncir, içeriğinde bulunan yüksek lif oranıyla sindirim sistemini düzenler ve hazmı kolaylaştırır.

Ana yurdu Güneybatı Asya ve Doğu Akdeniz olan incir, ağaç veya ağaçcık niteliğine sahip bir bitki türü ve bu türe ait meyvedir. İncir, dutgiller familyasına dahil olmakla birlikte, aynı cins içinde yer alan 800 tür içinde, ticari değere sahip meyve veren tek bitkidir. Dünya genelinde en fazla incir üreten ülke Türkiye'dir. Ege bölgesi tarımında önemli bir yer tutan incir, en çok Aydın yöresinde yetiştirilmektedir.
İncir, içeriğinde bulunan yüksek lif oranıyla sindirim sistemini düzenler ve hazmı kolaylaştırır. Bağırsak hareketlerini hızlandırarak kabızlığı giderici etkiye sahiptir. Bu özelliğiyle aynı zamanda kolon kanserini de önler. Sahip olduğu vitamin ve minerallerle hücreleri yeniler, bağışıklık sistemini güçlendirir. Bol miktarda magnezyum ve kalsiyum ihtiva eden incir, anne sütüne en yakın besindir. Bu sebeple, yeni doğum yapan annelerin sütünü artırmak için başvurabileceği bir destektir. İyi bir potasyum kaynağı olan incir, kalp hastalıkları ve inme riskini minimuma indirir. Yapılan araştırmalarla düzenli olarak potasyumlu besinler tüketenlerin kan basıncının, tüketmeyenlere oranla daha düşük seviyede olduğu kanıtlanmıştır. Antioksidan etkisiyle kanserden korur, içerdiği benzaldehit sayesinde tümörleri küçülttüğü yönünde incelemeler bulunmaktadır. Enerjiyi artıran ve kan şekeri seviyesini dengeleyen incir, her gün bir-iki adet tüketildiğinde kolesterolü düzenler. Bünyesindeki provitamin, C vitamini, kükürt ve fosfor sayesinde, vücudu enfeksiyonlara karşı korur.
Kiraz
Ülkemizde Uludağ, aşlama, Napolyon, sultani, ballı kiraz ve ak kiraz gibi çeşitleri yetiştirilmektedir.
Ağacı 5-6 yılda meyve vermeye başlayan kirazın hasat zamanı mayıs ve haziran aylarıdır. Ülkemizde Uludağ, aşlama, Napolyon, sultani, ballı kiraz ve ak kiraz gibi çeşitleri yetiştirilmektedir. En çok kiraz yetiştirilen bölgelerimiz ise Marmara, Ege, Göller Bölgesi ve İç Anadolu’dur.
Kiraz meyvesi; demir, magnezyum, potasyum, çinko, kireç, A, B, C ve K vitaminleri ve fosfor bakımından oldukça zengin bir meyvedir.Kiraz kolesterolü ve kan şekerini düşürür.Kanı temizler.Romatizma ve gut hastalıklarının tedavisinde kullanılır.Eklem kireçlenmesi ve damar sertliğine iyi gelir.Kabızlığı önler.Böbrek taşı ve böbrek kumu dökülmesinde yardımcı olur.Karaciğerin yükünü azaltır.Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur.Göz hastalıklarının önlenmesini sağlar.Kirazın idrar söktürücü özelliği vardır.

Vişne
Vişne, ülkemizde ekşi, bodur veya yabani kiraz olarak da bilinir

Vişne, ülkemizde ekşi, bodur veya yabani kiraz olarak da bilinir.Türkiye, vişne yetiştiriciliğinde dünyada ilk sıradadır. 4 metreden 10 metreye kadar büyüyebilen vişne ağacı, kiraz ağacı ile benzerlik gösterse de küçük yaprakları, ince ve sık dalları ile kiraz ağacından ayırt edilir. İlkbahar aylarında çiçeklenen vişne ağacı, temmuz ayından itibaren bolca meyve verir. Kiraza nazaran daha basık bir şekle sahip olan vişne, kırmızı ile bordo arası renktedir. İnce veya kalın kabuklu olabilen vişne taneleri sulu ve etlidir.
A, C ve E vitamini yönünden zengindir. Yüksek miktarda bera-karoten antioksidanı içerir. Fosfor, sodyum, kalsiyum ve potasyum gibi madensel tuzlar diğer etken maddelerindendir.Bağışıklık sistemini güçlendirir.Sinir sistemini düzenler.Kabızlık giderici bir etkisi vardır.Uykusuzluk ve unutkanlık gibi sorunları gidermeye yardımcı olur.Potasyum içermesi sayesinde tansiyon düşürücü etkiye sahiptir.Kansere ve parkinson hastalığına yakalanma riskini azaltır.Kalp ve damar sağlığının korunmasını destekler.Göz sağlığı açısından da faydalıdır.
Armut
Armut, taze olarak tüketilebildiği gibi reçeli, tatlıları, pekmezi, likörü ve rakısı da yapılabilmektedir.
Ülkemizde de bol miktarda yetiştirilen armut, yakın akrabası elmadan daha ince kabuklu, yumuşak çekirdekli, eti bol sulu ve tatlı bir meyvedir. Armut, taze olarak tüketilebildiği gibi reçeli, tatlıları, pekmezi, likörü ve rakısı da yapılabilmektedir.
"Armut; C, K, B2, B3 ve B6 vitaminleri bakımından zengin bir besindir. Ayrıca armut; fosfor, kalsiyum, potasyum, bakır, vücudun kalsiyum tutmasını sağlayan bor maddesi ve hamileler ve emziren kadınlar için büyük önem taşıyan folik asiti bünyesinde barındırır. Armut, mide ve akciğer kanserini önlemeye yardımcı olan hidroksisinnamik asit içerir.Yapılan araştırmalara göre, hemen hemen tüm kabuklu meyvelerde olduğu gibi armudun da kabuğu etli kısımlarına oranlara daha faydalıdır. Armudun kabuğunda antioksidan ve iltihap önleyici maddeler yer almaktadır. Ayrıca kabuğu bolca lif içermektedir.Armut, bol lifli yapısı ile sindirimi kolaylaştırır.Böbreklerin düzenli çalışmasına yardımcı olur.Kanı temizler, kansızlığa iyi gelir.Sinirleri yatıştırır, zihin yorgunluğuna iyi gelir.Gut ve romatizma hastalıklarına iyi gelir.-Böbrek taşları ve böbrek kumlarının dökülmesine yardımcı olur.
Çarpıntıyı giderir, kalp atışlarını düzenler.İdrar söktürücü özelliği vardır.Zengin C vitamini içeriği sayesinde enfeksiyonları önler ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Özellikle göğüs kanseri riskini azaltır.Kalp krizini önler.Tip 2 diyabet riskini azaltır.Gebelikte mide bulantısını azaltır."

Kayısı
Kayısı; çilek ve yaban mersini gibi gülgiller familyasına ait bir ağaç türüdür

Kayısı; çilek ve yaban mersini gibi gülgiller familyasına ait bir ağaç türüdür. 2-10 metre uzunluğunda, tüysüz ve dikensi bir bitki olan kayısı, sarımsı-turuncu renkte meyveler verir. Kayısı ağacı, yazların sıcak ve kurak geçtiği bölgelerde, dağların bol güneş alan güney yamaçlarında yetişmektedir.
Kuru ya da yaş olarak yenilebilen kayısı; meyve suyu, reçel ve komposto yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca kayısının çekirdeğinden yağ elde edilir. Yemeklik yağ olarak da tüketilen kayısı çekirdeği yağı, ceviz ve fındık benzeri aromasıyla yemeklerde baskın bir tat oluşturmaz. Kayısı çekirdeği yağı, cilt ve saç bakımının yanı sıra aromaterapi amaçlı tercih edilen bitkisel yağların başında gelmektedir. Tansiyonu düşürücü ve kanseri önleyici özelliklere sahip olan kayısı, bağırsak hareketlerini düzenleyerek kilo vermeyi kolaylaştırır.Beta karoten yönünden zengin olan kayısı, mide ve akciğer kanserleri için şifalı etkilere sahiptir.Potasyum eksikliğinden kaynaklanan rahatsızlıkların ve depresyonun giderilmesine yardımcı olur.İçinde bol miktarda A, B, C ve P vitamini bulunan kayısı son derece besleyici ve iştah açıcıdır, aynı zamanda vücuttan toksin atılmasını sağlar.Bedensel ve zihinsel yorgunluğa karşı faydalıdır. Beyin fonksiyonlarının düzenli çalışmasını destekler.İyi bir demir kaynağı olan kayısı, kansızlığın tedavisine yardımcıdır. Antioksidan etkisiyle cilde nem ve pürüzsüz bir görünüm kazandırır.Kayısı kompostosu, idrar söktürücü etkiye sahiptir ve kabızlığı giderir.
Ayva
Ayva yaprakları demlenip çay olarak tüketildiğinde sakinleştirici etkisi vardır.
Armut, kayısı, malta eriği ve badem ile aynı familyadan olan ayva ağacı, beyaz-pembe iri çiçekler açar ve tüylü yaprakları vardır. Ana vatanı Hazar Denizi civarı, Kuzey-Batı İran, Türkistan ve Kuzey Anadolu'dur. Ülkemiz ayva üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alır.
Ayva A, B2 ve C vitaminleri, pektin, tanen, bakır ve potasyum gibi mineraller içerir. -Bağışıklığı güçlendirir ve üst solunum yolları hastalıklarına karşı koruyucudur.Özellikle çocukluk dönemindeki kemik gelişimine çok büyük faydası vardır.Potasyum bakımından zengin bir içeriğe sahip olduğundan yüksek tansiyonu düşürücü özelliği vardır. Safrayı düzene sokar.Gastrointestinal sistem için faydalı, safrayı düzenleyen, mide bağırsak rahatsızlıklarına ve karaciğer tembelliğine iyi gelen bir etkisi vardır.Ayvanın suyu veya ayva çayı öksürük, bronşit, verem gibi akciğer hastalıkları ve boğaz ağrılarına faydalıdır.Potasyum içerdiği için böbrek taşı riskini azaltır ve idrar yolları için yararlı bir besindir.Ayva yaprağının kolesterol düşürücü etkisi vardır, kalp damar sağlığı açısından önemli bir bitkidir.Ağız yaralarının iyileşmesini hızlandırır.Terlemeye yardımcı olup, toksinlerin atılmasını sağlar Yaprakları demlenip çay olarak tüketildiğinde sakinleştirici etkisi vardır.Ayva çiçeği kaynatılıp içildiğinde anne sütünü artırır, kalbi güçlendirir.
